Gitmek isteyip gidemediğim, varmak isteyip varamadığım kapıyı tüm kararlılığımla çaldım ellerim açılmasına sebep olmuştu olmasına ancak ayaklarım içeri girmeme engel olandı, birden uzun zamandır beklendiğimi duyumsadığım hisle sarmalandım tüm hücrelerimle, kapıyı açan çok tanıdık biriydi evet sırtı bana dönük ancak çok tanıdık siyah lüle saçıyla kat kat tülden oluşan bembeyaz bir kiyafet vardı üstünde çok özenmiş misafirini karşılamaya…
Tükenmişlik duygusu içinde koşturan İnsanoğlu ,
Düşünceler çöplüğüne dönüşen zihin ,
Dağıtılmamış adalete isyanını sunan egolar,
Mücadeleyi yaşamın gerçeği sanan bilinçler,
Yorgun yılgın bezgin hapsedilen zihinler ,
Kötülüğe direnirken kötülüğün ortağı olan ruhlar,
Yavaşlamalı, yumuşamalı, dönüşmeli,
Figen Tekkol 12 Aralık 2022
#unutmaemi #unutmaemibiryaşamhikayesi #farkındalıkzamanı #kendimenot #bilistedim
Her acı içinde koskocaman bir bilgi en derinlerde de bilgelik taşır, eğer ki ;hayatın derinliklerini keskin bir farkındalıkla gören kafasını çevirmeyen biri olarak geldiysen bu dünyaya..
Figen Tekkol 08 Ocak 2023
Gülizar Tabaklar'a hitaben
#unutmaemi #unutmaemibiryaşamhikayesi #farkındalıkzamanı #kendimenot #bilistedim
BAĞ-IŞIK-LIK çeşit çeşit takviyelerle mideyi doldurmak mı sadece yoksa en sağlıklısından yemeklerle sürekli yemek mi ? O meyveden bu meyveye atlamak mı ?
Bağışıklık - Bağırsak ile bir bütün değil mi.? Öyleyse ortak noktaları BAĞ- KURMAK olmasın mı ne dersin bu pencereden baksak mı?
mekanik olarak değilde bilerek nefes almanın tadını öğrensek mi ? her bir hücreyi…
Dil-ek basite indirgenmeyecek kadar kuvvetli bir kavram
Dil .....dilimin sınırlarıyla bütünleşen ektiğini biçtiren kimliği ile dikkatle kullanıma sunmak önemli. Kolay tarafı dilemek istemek arzulamak ibaret saymasaydık köklerini görebilseydik, hakettiği uslübü sunmaya özen gösterebilseydik nasıl tatlı olurdu ah yarim
Diliminden akanın bana yansıyacağını bilsem sana /bana arzuda kalmazdı.
Dilimden akan sözlerim vardı dillenen, kelimeler vardı yaşam bulan Aslı "dil" idi acıyı bal…
Öyle bir gel ki; Gülen yüzümüzü güldürecek nedenler ver bize,
Öyle bir gel ki ; Yapamam dediklerimize ötelediklerimize deneyimlemeyi ,
Öyle bir gel ki; Cesaret edemediklerimize de cesaretle atlamayı göster,
Öyle bir gel ki; Birbirimizle aramızda duvarlar değil köprüler inşa edelim,
Öyle bir gel ki; Her türlü sıkıntıdan uzak huzurun gölgesinde buluştuğumuz günler yayılsın,
Öyle bir gel ki; Şikayet döngüsünden…
Korku neydi kaybetmekti bu dünyayı terketmekti tutunduğun sahiplendiğin her bir durumu ardında bırakmaktı,
korku neydi yanlışlığın bedeliydi,
korku kabulsüzlüktü endişeydi,
korku güvensizlikti,
korku kuşkuydu,
korku kimliğinden uzaklaştığındı,
korku Hakikatten uzaklaşmaktı,
korku bilginin eksikliği idi,
korku gerçeksizliğin içinde kaybolmaktı,
korktuğun neyse ondan kaçamadığındı,
yüreğindeki yaratıcısıyla kopan bağdı korku
İnancı tükettiğin andı korku ,
karşılığı olmayan şeyin korkusu…
Ne çok bahane yaratırız yapmak istemediğimiz şeyler için ertelenen dosyalar listesini katman katman çoğaltmayı seçeriz.. Zamanım yok algısına sığınırız sürekli zamanım yok "sebep hayat 24 saat yaşanırken 6 saat mi yaşarız günü sebep"..Hep meşgulum çok çalışıyorum "işim çok" -gönlüm yok- desek şuna ruhumuzdaki zihnimizdeki bedenimizdeki ağırlığın hiç bitmediği yükünü hafifletmeyi değil, çoğaltmayı seçtiğimiz zamansızlık kavramında…
Biliyoruz ki İnsanlar aynı frekanstaysa yan yana gelebiliyor keyif alıyor birliktelik paylaşıyor dostluklar oluşuyor. Ailelerimizde arkadaşlıklarımızda çevremizde de yaşarız bunu .Ortak nokta bulduğumuz enerjiyi yakaladığımız kişilerle birlikte olmaktan haz duyarız daha da çoğalmasını isteriz.. Birbirimizi besleme noktasında Yatay beslenme dediğimiz süreci bu şekilde gerçekleştirir keyif ve haz noktasında birleşir alanı genişletiriz. Anda akışta..Atılan çapalarla birlikte…