Bu dünyaya deneyimlemeye geldik hepimiz deneyimlemeyi öğrenmeyi kendi yolumuzu bulmaya geldik tam olan unuttuğumuz benliğimizi kucaklamaya hatırlamaya geldik... En büyük çelişkimizi kendimizle yaşıyor olsakta hepimiz öğrendik bir bakıma farkındalık yolunda yürümeyi, tökezlesek dahi çaba göstermeyi dünya zaten bize öylesine güzel sunuyor ki bunu son zamanlarda şaşırmamak elde değil açıkcası yolu olana ... Ancak yolumuz daha…
Gitmiş gibi görünsede her daim burada olan kendisini hissettiren güçlü bir kaynak değil mi geç-miş takdir bekleyen onurlandırılmayı bekleyen güçlü yanımız adı üzerinde geç-miş gitmiş ancak yaşanmış ne olursa olsun acısıyla tatlısıyla neşesiyle sana eşlik etmiş her daim düşük devinimde mi yaşadık hayır elbetteki öyle anlar oldu ki sevgiyle sarmaladı, öyle anlar geldi ki tatmadığın lezzette…
Unutmayın dağınık bıraktığınız her şey yaşamınızda bir noktayı kapatıyor bir sorgulayın neyi yarım bırakıyorsunuz neyi dağıtıyorsunuz ....ister kendi mekanınızda ister bir başka çevrede nerede olursa olsun..o başkasının mekanı demeyin yaptığınız şey sizin enerji akışınızla ilgili nerede kendinize bunu yarattınız bakmanız gerekir..Nerden çekildiği önemli soylardan mı size yansıyan yoksa kendi kazanımlarınız mı zihinsel dağınıklıktan değil kasıt .mekanlar…
Hani hep söylenme modundayız ya İnsanoğlu işte bir türlü mutluluk yolunu bulamıyor oysa nasılda içinde mutluluğun... paylaşmanın emeğin sevginin sevilmenin ancak fark edemiyor..
Sürekli bir şikayet sürekli bir hoşnutsuzluk o alan o kadar dar ki sıkışmışlık enerjisinde kalmaktan besleniyor...Keyif alıyor adeta..... Şikayet etmek şikayeti dile getirmek olmayana odaklanmak gücün kendinde olduğunu sanmak... şikayet enerjisine memnuniyetsizlik enerjisine…
Sanrılarılarıyla sanmalarıyla yaşayan insanoğlu iyi ki kötü hiç farketmez hepimiz dedikodu yapıyor kibre düşüyor hor görüyor biraz hasetlik yapıp çekiştirmeler ile besleniyoruz adeta keyif alıyoruz ..Çekiştirmek aşağılamak hor görmek hep haz veriyor İnsanoğlu'na besliyor yaralı ruhları ..Haz neydi zarardı şeytaniydi aslında dozajı şaştığında ....geldiği topraktan bağını koparmış kökünden ayrışmış dengede duramayan gövdesinden gittikçe uzaklaşan hastalıklı…
Nefes almam için verilen bu yaşamda karşıma çıkan küçük büyük hiç bir oluşumun hiç bir kişinin karşıma boşuna çıkmadığını bugün bir kez daha anlattı hayat bana..
Öyle bir zaman gelir ki yaptığın her şeyi sorgularsın ister istemez sorgulatan durumları tattırma zamanı geliyor yaşam bu ..Bazen çok kolay ilerlersin ya da tam tersi öyle bir geri…
Güven neydi Sadakatti, ahlaki değerlerdi ,merhametti şefkatti, sınırlardı.. hepimiz için farklı anlam taşır her bir oluşum her bir kavram...
Nasıl ki İnsanlarda aynı değilse kavramlarında yansımalarını duygularında ifadelerinde aynı olmasını bekleyemeyiz .. yaşam döngüsünde insan yapısı içerisinde, yaşanılanlara karşı davranış belirlediğimiz kesin, kendi içimizde bazen bilinçli bazen de istem dışı ama mutlak belirliyoruz bunu içgüdüsel olarak ..…
Belki de tam zamanında yağdı Tanrı'nın SANATI .....
Her biri birbirinden farklı kar taneleri... yeryüzüne göstermek istediği hatırlatmak istediği şeyler var belli ki ........ tutunursak birbirimize ne kadar kuvvetli olduğumuzu hatırlatmak için belki , farklı olabiliriz ama aynıyız aslında görmemiz için belki de , farklı özelliklerimiz farklı düşünceler farklı bakışlar olabilir ama birlik olmadan yayamazsın o…
Değersiz bir tek an olmadığı gibi gereksiz tek bir deneyim de yok. .
Cehalet halimizdeki tapınmalarımızı yok etme zamanı şimdi..
Nefsani benliklerden arınmanın zamanı..
Yeniden yapılanmanın zamanı..
Eski benliklerin farkına varıp dönüştürme, kendimizi donatma zamanı..
İçindeki tüm alemleri keşfetme zamanı..
Farkına varma, farketme zamanı..
Anlamak , anlayışla karşılamak zamanı..
Yargılamadan ,incitmeden, sabırla kabul etme zamanı..
Karşındakinin senden bir parça olduğunu seni sana yansıttığını görme…