Öylesine önemli bir yerden yaşam buluyoruz ki her saniyesi her sözü her duygusu her davranışı kıymetli .
Annenin rahmine düşmeden uzun zaman önce çocuk geleceği aile ile duygusal sözleşmesini yapıyor aslında ve yaşam rahme düştüğü anda şekillenmeye başlayarak, ebeveynlerin yaşadığı her durum ilişki içerisindeki tüm süreçler de bu serüvene yancı olmaya başlıyor. O nedenle çok önemlidir çocuğun anneden doğuş anı …Baba ve annenin birlikteliklerinde yaşadıkları elbetteki çevresel oluşumlar ve baskılar da annenin algıladıklarıyla ilmek ilmek dokunur bu Can’da…Ve ardındaki koca bir soy ağacıyla.. Nefes yaşamına düştüğü andan itibaren her bir olay her bir his, sevinç, kucaklanma, kısaca yaşamı çağıran her oluşum yaşamı yönlendirmesi için kilit olur kendisinde istenip istenmemesi veya sevilip sevilmemesi hepsi birer unsur…Hamilelik ne kadar dinginse evlilik ne kadar dengedeyse yaşamda bir o kadar dingin akar gelecek çocuk için ya da tam tersi.. rehber olur çocuğun yaşam sahnesine bilinçsizce ta ki olgunlaşma bilinçlenme zamanı geldiğinde sorgulanmaya sorulmaya başlaya kadar.
İstenmeyen hamilelik tercih edilmeyen bir eş sürekli gergin geçirilen birliktelikler aldatılanlar yada yarım kalan bitemeyen sevdalar, göçmen kuşlar gibi uzaklara göç edenlerin etkileri, Öfkeyle aşağılanarak korkutularak büyütülen dövülerek tacize uğrayan çocuklar sevgiyle kucaklananlar, ebeveynlerin kendi gücünü gösterebilmek adına uyguladığı baskı ile büyütülenler gibi hepsi nasibini alır bu çuvaldan….Doğum anı hayatındaki en önemli en büyük başarı basamakları olarak gelir haneye yapışır sonrası aylar yıllar içinde gelişir değişir olgunlaşır..
Anne’nin çocukla iletişimi geçmiş yaşamın içinde takılı kalıp kalmayacağını belirliyor bir bakıma Baba ise gelecek olduğundan onunla yaşadığı her bir deneyim her bir etkileşim farkında olsun veya olmasın gelecekteki adımlarını şekillendiriyor..Hiç biri ütopik değil ne yazık ki.. Çok iyi bir çocukluk geçirdim diyen kişinin dahi travması olabilir farkında değildir.. Sebep sadece çocukluk değil sonuç içinden geçtiği iletişim. Sadece Anne – Baba dan almıyor çocukluk tüm atalardan aktarımlarla dönüyor çark ..Dede erik çalar torunda izi çıkar misali aslında özüne baktığında tüm aktarımları görebilirsin enerji illaki kendini tamamlamak ister açık bulduğu anı bekler ve mutlaka sobeler..
Tüm ilişkiler için geçerli anlasakta anlamasakta öncelikle kendinle olan ilişkin sonra hayatla ilişkinin ve böylece devamı gelir..Senden sonraki nesline dahi aktarım gerçekleşir sevabıyla cezasıyla iyisiyle kötüsüyle…
Eskiden büyüklerimiz bilirler miydi böyle şeyleri onca işin içinde yaşadığı hamileliği veya babalığı bile kavrayamamış ebeveynlerle dolu bizim nesil ..Nasıl yüklerle hayata saldıklarını bilmeden… çocukluk hakları zaptedilmiş yaptıkları yaşadıkları yaraları kapısında ziyaretçi olarak yaşam kapısını çalmaya hazır halde anne babanın dahi tamamlayamadığı iç dünyasının içinde, kendi başına tanımlamaya tanımaya tamamlamaya çalışan çocuk tüm yaşantısının içinde farklı yollardan gerçek kimliğini bulmaya çalışır şanslı olan şansını kullanmayı, idrak edenin yolu bir diğerine göre daha masumdur…
Hiç aklınıza gelir mi babanızla göz göze geldiğiniz ilk an hissettiğiniz duygunun size transferi ne şekilde gerçekleşti.. Yada kardeşinizle ilk oyununuz veya okula başladığınız an veya bir yemeği sevmediğiniz o saniye neyi kodladık hayatımıza ..0-18 ay arası yaşanılan her bir dinamiğin Oral dönem dediğimiz 8 ci ay ile 2 yaş arasında yüklenen her bir gelişimin her bir yüklemenin yaşamımızda hangi yer ve durumda karşımıza çıkacağının,bir tuvalet eğitimin dahi çocuğun yaşamında hangi sahnelere hangi geri dönüşümlere gebe kalacağını ,Yeterli Emzirilemeyen çocuğun doyurulamayan duygularının hayat skalasında hangi parçaları tamamlamak için mücadelesine ortak olacağı hiç düşünülebilir miydi..
Aile bireylerinden birinin bir başkasıyla yaşadığı ilişki hangi alanı açtı çocukluk hallerinde yazıldı çizildi şekillendi boyandı süslendi ve yaşamınıza buyur senindir diyerek yapıştırıldı. Hepsi hepsi rahme düştüğün bebelik anından çocukluk zamanlarına sonrasında erişkinlik derken tüm oluşumların içinde yaşadığınızın farkına varırsınız ..çevren ve ailen tarafından bilinçsizce sana yüklenen bilinçsizce bilinçaltından çekile çekile sahneye davet edilir kiminin vakti zamanı gelmiştir dönüşmesi için bazen bir sözcüğün arasına sıkışır bazen bir olayın şahitliğinde yansıtılır. Bazen ise usulca orada durur. Farketmek sizin için özgürlük mü bilemem karar sizin.. Ancak şu bir gerçek ki ne yaşandıysa sizde çözülmezse en yakınınızda çözülmek için usulca bekliyor..Arkana bir dön bak ,istersen istediğin yerde istediğin seçimde yeniden yol alabilirsin …
Figen TEKKOL 01.09.2022
#unutmaemi #unutmaemibiryaşamhikayesi #farkındalıkzamanı #bilistedim #kendimenot